SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, partisinin Karabük Birleştirilmiş İl Divan Toplantısına Katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan SP Karabük İl Başkanı Muhsin Çebi, Karabük Teşkilatı olarak mutat çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çok yakın dönemde eksik yönlerimizi tamamlayarak yerel seçimlere her şeyi hazır olarak en güzel biçimde hazırlanacağız. İçinde yaşamış olduğumuz Türkiyenin bu çok zor şartlarında, özellikle milli görüşçülere siyasetin yapılması hususunda önlerine çıkarılan bir sürü engellere rağmen bize gösterilen çok önemli bir yol olan merhum liderimizin bir sözüyle, İman varsa, imkan vardır anlayışıyla yola çıkarak bütün zorlukları aşıp yine Saadet Partisinin bayrağını en yüksek burçlara dikmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz dedi.
Yollarının hak yolu olduğunu belirten SP Genel Başkanı Kamalak ise, Biz burada sıradan bir parti toplantısı yapmıyoruz. Biz adeta mezar taşlarıyla bölünmüş olan İslam coğrafyasını iyileştirmenin, mazlum milletlerin gözyaşını silmenin, İslam alemindeki feryadı figanı durdurmanın programını yapmak için bir araya gelmiş durumdayız. Siz değerli kardeşlerime bu davayı üstlendiğiniz için saygılar sunuyorum. Mal peşinde, mülk peşinde, mevki makam peşinde koşanlar bölünüp gittiler. Zaman zamanda sizlere sataştıklarını biliyorum, diyorlar ki, Milli görüşçüler hala orada mısınız, bakın sizden ayrılanlar ne akıllıca davrandılar, belediye başkanı, belediye meclis üyesi, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı oldular, oğullarına, kızlarına, çocuklarına iş buldular, yedi sülalelerine yetecek kadar mülk sahibi oldular, siz hala orada mısınız? Elhamdülillah buradayız. Çünkü yolumuz haktır, davamız haktır. Bize acıyanlara biz acıyarak diyoruz ki, Bak kardeşim, dünyada en acınacak insan kimdir biliyor musun, emin olunuz ki dünyada en acınacak insan idareyi yitirmiş, ülküsünü terk etmiş, davasını bırakmış olan insanlardır. Bu tür insanlar bedenen yaşıyor olsalar da emin olun ruhen ölüdürler. Dünyevi bakımdan, karuni açıdan yüksek yüksek diye tabir edilen mevkiler makamlar var ya, kendilerinin alın teri göz nuru değildir, sattıkları davanın bedelidir, özü bu. O Karunlara taş çıkarak nispetteki servetleri var ya, emin olun en acınacak haldedirler. Çünkü bunlar bedenen yaşıyor olsalar da ruhen ölüdürler. Elde ettikleri o mevkiler, makamlar o servetlerde sattıkları davanın bedelidir. Buna karşılık dünyada en saygıya değer insan kimdir biliyor musunuz? Dünyada en saygıya değer insan ideali için, ülküsü için, davası için gerektiğinde asla ve asla taviz vermeden zerre kadar tereddüt etmeden yiğitlerdir. Bunlar da bedenen ölseler bile ruhen diridirler. Aslında onlara ölüler demekte caiz değildir, onlar gerçekte diridirler, siz idrak edemezsiniz. Bu dava elbette menzile varacaktır diye konuştu.
Dört partilerinin İslamı savunduğu için kapatıldığını kaydeden Kamalak, şunları söyledi:
Dört defa partimiz kapatıldı, neden? Siz hakkı savunuyorsunuz. İslami bir nizami düzenden yanasınız diye kapandı. Meyhaneden çıkan bir kimsenin ölümü ile camiden çıkan birinin ölümü bir olur mu? Elbette olmaz. İşte dört partimiz İslamı savunduğumuz için, hakkı hakim kılmaya çalıştığımız için kapatılmıştır. Anadoluyu dolaşıyorum, davaya gönül vermiş yiğitler köşelerinden çıkmış durumdalar, Anadolu kıpır kıpır sizleri bekliyor. Anadolu ayakta, eğer biz varsak Anadolu var. Bu milletin aslı bizimdir, her bir aileden en az üç beş şehidin olduğunu görürüz. Şehitler yatağı ıssız değildir. Bu insanlar bizim. Bu insanlara vardığınız zaman onlar hem kollarını hem de gönüllerini açacaklardır. Bu ülkenin ayyaşı da bizim, sarhoşu da bizimdir. Onlar sizden yardım bekliyor. Sürekli şişesi ile dolaşan alkolik biri bir müezzinin bir bira içtiğini görse kahrolur. Hocada içerse der kendisi zil zurna sarhoştur, hocanın bira içmiş olması onu kahreder. Neden? Çünkü kurtuluşun oradan geleceğini bekliyordu. Elimizden birisinin tutmasını bekliyordu. Müezzin bira içtiği için onun ümidi yıkılmıştır.
ANA MUHALEFET PARTİSİ O YANGIN YERİNE BENZİNLE KOŞTU
Kamalak, Taksim Gezi Parkında yaşanan olaylara ana muhalefet partisinin benzinle koştuğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Milli görüş iktidara gelir mi gelemez mi, zihninizde böyle bir düşünce varsa bir virüs var demektir. Bu tür düşüncelerden zihninizi temizlememiz lazım. Allahın izniyle milli görüş iktidara gelecektir. Çünkü ülkenin durumuna bir bakın, bir aydan beri neyi konuşuyoruz? Taksime bir AVM yapılsın mı yapılmasın mı? Hadise buradan başladı, Yapılsın dedi Başbakan, bir kısım ağaçlar başka yerlere götürüldü, gençler burası bizimdir, burası gezi alanıdır dedi. Başbakan Bir avuç çapulculara mı boyun eğeceğiz? dedi ortalık gerildi. Sonra şafak operasyonu düzenlendi. Bir şafak vakti polislerimiz verilen emir üzerine baskın yapmak zorunda kaldı. Ana muhalefet partisi o yangın yerine benzinle koştu, bunlardan devlet adamı olur mu Allah aşkına? Sonra ne oldu? Bugünkü gazetelerde var, gözünü kaybetmiş gençler, binlerce yaralı, maddi zarar 150 milyon TL. Ne kazandı Türkiye? Hiçbir şey kazanmadı, ama çok şey kaybetti. Kimin yüzünden? Başbakanın ve ana muhalefet yüzünden hadise bu. Bunlar belki parti genel başkanı olabilir ama iyi bir devlet adamı olamaz. Çünkü devlet adamı aile reisi gibi olmak mecburiyetinde, aile reisi aile içinde ortamı gerici davranışlarda bulunamaz. Kardeşler arasında, aile fertleri arasında bir kısım itiraflar, görüş ayrılıkları olursa durun demesi lazım. Ortalığı yatıştırması lazım, germesi değil. O nedenle Anadolumuz, Türkiyemiz, milli görüşü, Saadet Partisini, sizleri bekliyor.
AK PARTİ İLE ARAMIZDA ÇOK FARK VAR
AK Parti ile aralarında çok fark olduğunu belirten Kamalak, konuşmasını şöyle tamamladı:
Hiçbir milli görüşçü AK Partinin mitingine katılmaz. Miting alanından yazıklar olsun diyor. Bizde diyoruz ki, yazıklar olsun ama kime? Bunlarda Erbakanın öğrencileridir, ne fark var aranızda diyorlar, aramızda çok fark vardır. Ama akılda kolay kalsın diye üç noktada durmak istiyorum. AK Parti ile Saadet Partisinin amaçları farklıdır. Saadet Partisi İslam birliği diyor, İslam birliğini kurmamız lazım diyor. Bu kardeşlerimiz ne diyor Avrupa Birliği diyor. Avrupa Birliği nedir? Haçlı birliğidir. İkinci olarak, AK Parti ile aramızda ölçülerimiz farklıdır. Biz diyoruz ki, Allah ve Resulünün emrettiği kurallar ne ise ölçü odur. Bu milletin bin yıllık örfü, adeti, geleneği, ölçüleri ne ise bizim için de ölçü odur. AK Parti ne diyor, ABye girecek ya, Haçlı birliğinin koymuş olduğu kurallar geçerlidir. Onlar diyor ki, Bu kulübe gireceksen bu kulübün kurallarına uymak zorundasın diyorlar.